adayavrusu
Akiloyunlari-Abeautifulmind

AKIL OYUNLARI - A BEAUTIFUL MİND
Bir yaşam düşünün.. Hayallerle gerçekler arasında sıkışmış; neyin gerçek neyin hayal olduğunu ayırmaya gücünüzün yetmediği.. Bir ömür geçirdiğinizi hayal edin.. Geriye dönüp baktığınızda sadece ‘hayal’lerin olduğu...
Nasıl bir boşlukta olurdunuz? Hayat bir cehenneme dönmez miydi?
Akıl Oyunları da işte tam bu noktayı ele alıyor. Matematik dehası, matematik aşığı ama şizofren bir hasta.. Neyin gerçek neyin hayal olduğunu ayırt edemeyen, hayallerle gerçeklerin arasında sıkışıp kalan bir yaşam.. Bir ömür vererek geçirdiğiniz, yaşadığınız, zaman ayırdığınız her şeyin hayal olduğunu öğrenseniz ne yapardınız? Gerçekten de çok zor bir durum. Filmdeki ana karakterimiz olan John Forbes Nash’in hayatındaki en büyük amacı sayılı bilim insanları arasında yer almaktı. Hatta en iyisi olmak ve zirvede yer almak istiyordu. Bu onun için bir hayaldi. Ve hayalini gerçekleştirmek için durmadan çalışıyordu. Başından geçen onca olaya karşın bu hayalinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Ve en sonunda başardı. Nobel ödülünü alarak dünyanın sayılı bilim insanları arasında yer aldığını gösterdi. Herkes tarafından takdirle karşılanarak döneminin en iyileri arasında zirvede yer aldı.
Filmde yaşanan olaylardan bu kadar çok bahsetmemin bir nedeni var. Çünkü belki de filmden çıkarmamız gerek şey burada yatıyordur. Her şeyin başında yer alan bir hayal var.. Ve sonrasında başınıza gelen onca olay.. Tedavi süreci, kaybedilen arkadaşlar, geçen zaman.. Ve en önemli kayıp insanın kendine olan inancı ve güveni.. İnsan kendine olan inancını ve güvenini kaybederse neyi başarabilir ki? En basit şeyleri dahi bu insanların başarabilmesi imkansızdır. Nash’te aynı bu durumu yaşadı. Yaşadığı birçok şeyin hayal olduğunu öğrendi. Düşünsenize en yakın arkadaşınızın aslında bir hayal olduğunu? Çalıştığınız işin olmadığını.. Ömrünüzü kafanızda kurduğunuz hayalden bir dünya için harcadığınızı.. Böyle bir durumdan sıyrılmak, günlük yaşantıya dönmek imkansıza yakın olsa gerek. Ama özellikle hayallerinde gördüğü küçük kızın hiç büyümediğini fark etmesiyle hasta olduğunu kabul eden Nash, eşi ve eski iş arkadaşlarının yardımıyla tekrardan yaşamına devam etmeye başladı. Hem de gördüğü hayallerin hiçbirinden kopmadan.. Hayatını o hayallerle birlikte şekillendirmeye başlayan John Nash, kendi akıl hastalığını yine kendi aklıyla dizginledi ve tekrardan akademik çalışmalarına başladı. İnsan hangi durumda olursa olsun, başına nasıl bir olay gelirse gelsin, eğer hayallerine ulaşmayı gerçekten istiyor ve bunu aklıyla gerçekleştirmek istiyorsa ona muhakkak ulaşacaktır. John Nash bize bunu kanıtlıyor. Şizofreni teşhisi konmadan önce yaptığı buluşlarla Nobel ödülünü kazanan John Nash hedefine böylelikle ulaşmış oldu. Dünyanın sayılı bilim insanlarından biri olarak tarih sayfalarına ismini yazdırdı. Bizlerinde bunu günlük yaşamımıza indirgememiz gerekir. Elbette biliyorum John Nash’in yaşadığı kurgusal ve mizansen bir olay. Ama bu tarz büyük yapıtlar yaşamımıza zaten ayna tutmuyorlar mı? Eğer bizlerde günlük yaşamda karşılaştığımız ve genellikle “oldukça büyük sorunlar” olarak gözümüze görünen problemlere bu şekilde yaklaşmayı başarabilirsek –akıl yoluyla ilk olarak kafamızda o problemi çözmeyi başarabilirsek- neden onları çözüme kavuşturamayalım?
“En kötüsü ne biliyor musun? Kendine yenilmek, pes etmek.” -Che Guevara
Yazan : Poseidon

Filme başka bir açıdan bakacak olursak izlemeyenler için rahatlıkla önerebileceğim bir film. Eğer çok eskiden izlediyseniz de tekrardan oturup bir kez daha filmi izlemenizde fayda var diye düşünüyorumJ
Filmde en etkileyici konuşma benim için şurası oldu:
“Şizofrenin kabusu neyin doğru olduğunu bilmemektir. Düşünsenize hayatınızdaki en önemli kişilerin, yerlerin ve anıların yok olmadığını, ölmediğini ama daha kötüsü aslında hiç varolmadığını birdenbire öğrenseydiniz ne olurdu? Bu nasıl bir cehennem oldurdu?”
John Nash’in hastalığının anlaşıldığı zamanda doktorun John Nash’in eşi Alicia Nash’e söylediği sözler bunlar.. Bu cümleler aslında şizofreni hastalığını çok iyi özetliyor. Daha doğrusu şizofren bir insanın iç dünyasını..
Yazan: Poseidon

Bugün 5 ziyaretçi buradaydı!