birmucizebelgeseli

---

---

     "Hayattan rengi alırsan geri neyi kalır ki?"

        Bir orman düşünün.. Yeşil olmayan..

        Bir deniz düşünün. Mavi olmayan..

        Bir güneş düşünün. Sarı olmayan..

        Bir portakal düşünün. Turuncu olmayan..

        Bir gül düşünün. Kırmızı olmayan..

        Bir zeytin düşünün. Siyah olmayan..

        Bir gökkuşağı düşünün. Renkleri olmayan..

        Bir dünya düşünün. Farklılıkları olmayan..

        Bir toplum düşünün. İnsanları tek tip olan..

                        ♦   ♦   ♦

        Şimdi bir kez daha düşünün. 

        Hayata farklı renkleri katan nedir diye?

                        ♦   ♦   ♦

        Bir imam düşünün. Yeşil olan..

        Bir polis düşünün. Mavi olan..

        Bir İzmirli düşünün. Sarı olan..

        Bir bayrak düşünün. Kırmızı olan..

        Bir eşcinsel düşünün. Mor olan..

        Bir çocuk düşünün. Gözleri siyah olan..

        Bir subay düşünün. Beyaz olan.

                        ♦   ♦   ♦

        Şimdi tekrar gökkuşağını düşünün. Tek renkten olan..

        Renkler bir araya gelmeden sizce güzel olabilir mi?

        Biz farklılıklarımızla, farklı düşüncelerimizle, farklı yaşantılarımızla, farklı amaç, farklı bakış, farklı zevk, farklı kültür, .... , farklı yaşamlarımızla güzeliz.

                        ♦   ♦   ♦

        Beyazın yeşilden, yeşilin maviden, mavinin kırmızıdan alıp veremediği bir şey yok.

        Bunu unutmayalım. 

                        ♦   ♦   ♦

        Unuttuğumuz ve farkına varamadığımız tek şey;

        Renklere alerjisi olan siyasi organların belli renkleri kullanmak istemesi. 

        Siyasi otoritenin yeşili, maviyi, beyazı vs kullanması, o renkleri diğer renklere düşman etmemeli.

        Tam aksine; siyasi otorite tarafından kullanılan rengin diğer renklerin yanında yer alması gerekir.

        Unutulmamalıdır ki o renk anca diğer renklerin yanında anlamlıdır.

                        ♦   ♦   ♦

        Diyeceğim o ki; hiçbir renk kendisini siyasi ameller etrafında kullanılmasına izin vermesin.

        Bizler, yeşiliyle beyazıyla, mavisiyle kırmızısıyla, sarısıyla siyahıyla güzeliz. 

        Ve bu renklerin doğasında diğer renklerle olan hiçbir husumeti yok.
     Yazan : Poseidon

 
Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garsona yüklü bir bahşiş bıraktı. 
 
Garson, ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı. 
 
Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki... İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnını iki günden beri ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi. 
 
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman kalktı. 
 
Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar. 
 
Bütün bunların hepsi, bir TEBESSÜM’ün sonucuydu... "